top of page
Abomination kelimesi anlamı:
(noun)
iğrençlik, rezillik, günahkarlık, kötülük.

Benzer Anlamlılar:

disgust, hatred, loathing, revulsion, abhorrence, detestation

Zıt Anlamlılar:

admiration, approval, praise, love

İlgili Kelimeler:

abominable, act of abomination, regarded as an abomination

Abomination   kelimesi cümlede kullanımı:



1. İğrençlik:
Ahlaki veya estetik olarak aşırı derecede tiksindirici bir şey


The act of cruelty was an abomination to everyone present.
(Zulüm eylemi, orada bulunan herkes için iğrençti.)

The pollution in the river was an abomination to the local residents.
(Nehirdeki kirlilik, yerel sakinler için iğrençti.)

The conditions in the factory were an abomination.
(Fabrikadaki koşullar iğrençti.)



2. Tiksindirici Şey:
Yoğun bir şekilde tiksinti uyandıran durum veya nesne


The food served at the restaurant was an abomination.
(Restoranın sunduğu yemek tiksindiriciydi.)

Her behavior at the meeting was an abomination.
(Toplantıdaki davranışı tiksindiriciydi.)

The smell from the garbage was an abomination.
(Çöpten gelen koku tiksindiriciydi.)



3. Rezalet:
Toplumun normlarına veya etik kurallarına aykırı, aşırı derecede kötü durum


The corruption in the organization was an abomination.
(Örgütteki yolsuzluk bir rezaletti.)

The way they treated the workers was an abomination.
(İşçilere yaptıkları muamele rezaletti.)

The scandal was considered an abomination by the public.
(Skandal, halk tarafından bir rezalet olarak değerlendirildi.)

Abomination  kelimesi ile ilgili cümle örnekleri:

  • The state of the abandoned house was an abomination.
  • (Terkedilmiş evin durumu tam bir iğrençlikti.)

  • She thought the crime he committed was an abomination.
  • (O, işlediği suçun iğrenç bir şey olduğunu düşündü.)

  • The pollution in the river was an abomination to the environment.
  • (Nehirdeki kirlilik, çevre için bir iğrençlikti.)

  • He considered lying an abomination.
  • (O, yalan söylemeyi bir iğrençlik olarak görüyordu.)

  • The dictator’s rule was an abomination to the people.
  • (Diktatörün yönetimi, halk için bir iğrençlikti.)

  • They saw the destruction of the forest as an abomination.
  • (Onlar, ormanın yok edilmesini bir iğrençlik olarak gördüler.)

  • The cruel treatment of animals was an abomination in her eyes.
  • (Hayvanlara yapılan zalim muamele, onun gözünde bir iğrençlikti.)

  • He called the conditions in the factory an abomination.
  • (O, fabrikadaki koşulları bir iğrençlik olarak nitelendirdi.)

  • The act of betrayal was an abomination to their friendship.
  • (İhanet eylemi, dostlukları için bir iğrençlikti.)

  • She described the tasteless art piece as an abomination.
  • (O, sanatsız eseri iğrenç bir şey olarak nitelendirdi.)

  • The outdated laws were seen as an abomination by the public.
  • (Eski yasalar, halk tarafından iğrenç bir şey olarak görülüyordu.)

  • The politician’s corruption was an abomination to the voters.
  • (Politikacının yolsuzluğu, seçmenler için bir iğrençlikti.)

  • The senseless violence in the movie was an abomination to her.
  • (Filmdeki anlamsız şiddet, onun için bir iğrençlikti.)

  • He believed that injustice was the greatest abomination.
  • (O, adaletsizliğin en büyük iğrençlik olduğuna inanıyordu.)

  • The sight of the destroyed city was an abomination to all who saw it.
  • (Yıkılmış şehrin manzarası, onu gören herkes için bir iğrençlikti.)

  • The dictator’s actions were an abomination to human rights.
  • (Diktatörün eylemleri, insan hakları için bir iğrençlikti.)

  • The wastefulness in the organization was an abomination to him.
  • (Organizasyondaki israf, onun için bir iğrençlikti.)

  • She found the practice of discrimination to be an abomination.
  • (O, ayrımcılık uygulamasını iğrenç bir şey olarak buldu.)

  • The conditions in the overcrowded prison were an abomination.
  • (Aşırı kalabalık hapishanedeki koşullar, bir iğrençlikti.)

  • They considered the destruction of cultural heritage sites an abomination.
  • (Onlar, kültürel miras alanlarının yok edilmesini bir iğrençlik olarak değerlendirdiler.)

Comments:

Yeni eklenenler

English words  with letters on the sky for english dictionary (1).png

Günün Kelimesi

word of the day

Yeni Güncellenenler

English words  with letters on the sky for english dictionary (2).png
bottom of page