top of page
Aboard kelimesi anlamı:
(adverb, preposition)
gemiye binmiş, uçağa binmiş, trene binmiş, gemide, uçakta, trende.

Benzer Anlamlılar:

onboard, on, in, embarked

Zıt Anlamlılar:

-

İlgili Kelimeler:

aboard the ship, climb aboard

Aboard   kelimesi cümlede kullanımı:



1. Gemide:
Bir geminin içinde veya üzerinde bulunma durumu


There were over a hundred passengers aboard the ship.
(Gemide yüzün üzerinde yolcu vardı.)

The captain welcomed everyone aboard.
(Kaptan, gemideki herkesi karşıladı.)

They spent a week aboard the cruise ship.
(Bir hafta boyunca yolcu gemisinde kaldılar.)



2. Uçakta:
Bir uçağın içinde bulunma durumu


All passengers must be aboard at least 30 minutes before departure.
(Tüm yolcular, kalkıştan en az 30 dakika önce uçakta olmalıdır.)

The flight attendants served dinner to everyone aboard.
(Uçuş görevlileri, uçaktaki herkese akşam yemeği servis etti.)

She felt nervous aboard the airplane for the first time.
(Uçakta ilk kez olmanın verdiği heyecanı hissetti.)



3. Trende:
Bir trenin içinde bulunma durumu


There was an announcement for all passengers aboard the train.
(Trendeki tüm yolcular için bir duyuru yapıldı.)

He read a book while aboard the train to pass the time.
(Zaman geçirmek için trendeyken bir kitap okudu.)

They enjoyed the scenic views while traveling aboard.
(Yolculuk ederken trenin içindeki manzaraların tadını çıkardılar.)

Aboard  kelimesi ile ilgili cümle örnekleri:

  • She stepped aboard the train just in time.
    • (O, tam zamanında trene bindi.)

  • The captain welcomed everyone aboard the ship.
    • (Kaptan, gemiye binen herkesi karşıladı.)

  • He was excited to be aboard his first flight.
    • (O, ilk uçuşunda olmaktan heyecanlıydı.)

  • They quickly got aboard the bus before it left.
    • (Onlar, otobüs kalkmadan önce hızla bindiler.)

  • She was aboard the plane when the announcement was made.
    • (Duyuru yapıldığında o, uçaktaydı.)

  • The crew aboard the submarine was well-trained.
    • (Denizaltındaki mürettebat iyi eğitimliydi.)

  • They enjoyed their time aboard the luxury cruise.
    • (Onlar, lüks gemi seyahatinin tadını çıkardılar.)

  • He was aboard the ship for a week-long voyage.
    • (O, bir haftalık yolculuk için gemideydi.)

  • The passengers were safely aboard before the storm hit.
    • (Fırtına vurduğunda yolcular güvenle gemiye binmişti.)

  • She felt a sense of adventure as she stepped aboard.
    • (O, gemiye adım attığında bir macera hissi duydu.)

  • The astronauts aboard the spacecraft prepared for landing.
    • (Uzay aracındaki astronotlar inişe hazırlanıyordu.)

  • He was aboard the ferry heading to the island.
    • (O, adaya giden feribottaydı.)

  • The cargo was loaded aboard the truck for delivery.
    • (Yük, teslimat için kamyona yüklendi.)

  • She took a deep breath and went aboard the small boat.
    • (O, derin bir nefes aldı ve küçük tekneye bindi.)

  • The crew was busy working aboard the aircraft carrier.
    • (Mürettebat, uçak gemisinde çalışmakla meşguldü.)

  • They were happy to be aboard after a long wait.
    • (Onlar, uzun bir bekleyişten sonra gemiye binmekten mutluydu.)

  • The train was full, but they managed to get aboard.
    • (Tren doluydu, ama binmeyi başardılar.)

  • He was aboard the spaceship during its historic mission.
    • (O, tarihi görev sırasında uzay gemisindeydi.)

  • The tourists took photos aboard the historic ship.
    • (Turistler, tarihi gemide fotoğraf çektiler.)

  • She looked around nervously as she settled aboard the plane.
    • (O, uçağa yerleşirken endişeyle etrafına baktı.)

Comments:

Yeni eklenenler

English words with letters on the sky for english dictionary (1).png

Günün Kelimesi

word of the day

Yeni Güncellenenler

English words with letters on the sky for english dictionary (2).png
bottom of page