top of page
Abide kelimesi anlamı:
(verb)
katlanmak, dayanmak, tahammül etmek, sabretmek.

Benzer Anlamlılar:

tolerate, endure, comply, follow, accept, obey, adhere

Zıt Anlamlılar:

disobey, reject, violate, oppose

İlgili Kelimeler:

abided, abiding, abide by the rules, abide by the decision

Abide   kelimesi cümlede kullanımı:



1. Uymak:
Kurallara veya yasalara itaat etmek, onlara uygun davranmak


You must abide by the rules of the school.
(Okulun kurallarına uymalısınız.)

He always abides by his promises.
(Her zaman verdiği sözlere uyar.)

They were required to abide by the terms of the agreement.
(Anlaşmanın şartlarına uymaları gerekiyordu.)



2. Kalmak:
Bir yerde veya bir durumda uzun süre kalmak


He decided to abide in the village for the rest of his life.
(Hayatının geri kalanını köyde geçirmeye karar verdi.)

She chose to abide with her family during the holidays.
(Tatil boyunca ailesiyle kalmayı seçti.)

They will abide in the city until the project is completed.
(Proje tamamlanana kadar şehirde kalacaklar.)



3. Katlanmak:
Bir durumu veya durumu sabırla tolere etmek


I cannot abide his constant complaining.
(Sürekli şikayet etmesine katlanamam.)

She could not abide the noise of the traffic.
(Trafik gürültüsüne katlanamazdı.)

He finds it difficult to abide rude behavior.
(Kaba davranışlara katlanmakta zorlanıyor.)

Abide  kelimesi ile ilgili cümle örnekleri:

  • She learned to abide by the rules at school.
    • (O, okulda kurallara uymayı öğrendi.)

  • He promised to abide by the decision.
    • (O, karara uymaya söz verdi.)

  • They agreed to abide by the contract terms.
    • (Onlar, sözleşme şartlarına uymayı kabul ettiler.)

  • You must abide by the law at all times.
    • (Her zaman yasalara uymalısınız.)

  • We must all abide by the guidelines provided.
    • (Hepimiz sağlanan yönergelere uymalıyız.)

  • She couldn't abide by his decision.
    • (O, onun kararına uyamadı.)

  • The students were expected to abide by the code of conduct.
    • (Öğrencilerin, davranış kurallarına uymaları bekleniyordu.)

  • He was unable to abide by the strict rules.
    • (O, katı kurallara uymayı başaramadı.)

  • They must abide by the terms of the agreement.
    • (Onlar, anlaşmanın şartlarına uymak zorundalar.)

  • The company must abide by the new regulations.
    • (Şirket, yeni düzenlemelere uymak zorunda.)

  • She couldn't abide by the unfair treatment any longer.
    • (O, adaletsiz muameleye daha fazla katlanamadı.)

  • The court ruled that they must abide by the decision.
    • (Mahkeme, kararlarına uymaları gerektiğine karar verdi.)

  • He always tried to abide by his principles.
    • (O, her zaman prensiplerine uymaya çalıştı.)

  • They struggled to abide by the complex rules.
    • (Onlar, karmaşık kurallara uymakta zorlandılar.)

  • She found it difficult to abide by the strict guidelines.
    • (O, katı yönergelere uymakta zorlandı.)

  • They were warned to abide by the rules or face consequences.
    • (Onlar, kurallara uymaları ya da sonuçlarına katlanmaları konusunda uyarıldı.)

  • The villagers were taught to abide by the traditions.
    • (Köylüler, geleneklere uymaları için eğitildi.)

  • He felt compelled to abide by the wishes of his family.
    • (O, ailesinin isteklerine uymak zorunda hissetti.)

  • The team agreed to abide by the referee's decision.
    • (Takım, hakemin kararına uymayı kabul etti.)

  • Despite the challenges, she chose to abide by her values.
    • (Zorluklara rağmen, değerlerine uymayı seçti.)

Comments:

Yeni eklenenler

English words with letters on the sky for english dictionary (1).png

Günün Kelimesi

word of the day

Yeni Güncellenenler

English words with letters on the sky for english dictionary (2).png
bottom of page